Bazı şeyleri, binlerce kişinin kulağını gezip duran o kulaklığı takan, burnuna dayadığı mikrofona aynı cümleleri tekrar tekrar okuyan, yani sadece dublaj sanatçısı olan anlar. Peki, o kayıt stüdyoları dile gelip konuşsa neler anlatır? Bu sohbetten de birbirinizin halinden de yine bir tek siz anlarsınız.

Oyuncular hayat verdikleri karakterlerle hafızalara kazınıyor, şöhretten caddelerde yürüyemeyecek hale geliyor, bir anda star olup parlıyor ama oskarlı filmlere kendi dilinde hayat veren seslendirme ve dublaj sanatçılarını kimsenin gözü görmüyor. Görüyorsa da zaten tanımıyor. Tam da bu noktada sesiyle ünlü olup aslında ünlü olmama handikabını sadece bu sektöre emek veren, dublaj sanatçıları anlayabiliyor.

Oyuncular kameraya, seslendirme sanatçılara mikrofona aşık!

Bir oyuncunun kamerayla olan ilişkisini düşününce, dublaj sanatçısı için mikrofonun hayati önemini anlamak hiç de zor değil. Seslendirme sanatçısının en basit anlamda ihtiyacı olan tek şey, bir kayıt cihazı, bir mikrofon ve kendisi. Oyuncular nasıl ki yüzleriyle para kazandıklarını, bedenlerinin sermayeleri olduğunu iddia ediyorlarsa, dublaj artistlerinin de tek varlıkları sesleridir. Ve sahip oldukları sesi kullanmalarının tek yolu da mikrofondur. Düşününce, seslendirme sanatçısı için mikrofon her şeydir.

Deli değil dublaj sanatçısı!

Senaryo elinizde, diyaloglar cebinizde, birkaç saat içinde seslendirme stüdyosunda, mikrofonun başına geçeceksiniz ve doğru tonu yakalamak için çalışmalarınıza hız kesmeden devam ediyorsunuz. Böyle durumlarda, elinizde telefon, kulağınızda kulaklık, önünüzde herhangi bir kitap, kağıt olmadan konuşur, adınızı sıklıkla deliye çıkarırsınız.

Her an her şey olabilirsiniz!

Bazen sıradaki kurbanını öldürme planları yaparken, dünyanın en sinsi ve nefret dolu ses tonuyla içinden konuşan bir katili konuşursunuz bazen bir araba koltuğunu ya da pasta dilimini. Bazen hayvanlar aleminin duygularına tercüman olursunuz bazen bir çizgi karaktere ya da dünyaca ünlü bir yıldıza! Herkes sizin dilinizden konuşur siz herkesin dilini.

Soğuk algınlığı kâbusunuz olur!

Kimse hastalığı sevmez ama bazen okuldan kaçma bahanesi, birkaç gün işe ara vermek için rapor sebebi ve çevrenizdeki insanların size ilgi göstermesi için bir fırsat olabilirken sizin için işinizi kaybetmek anlamına gelebilir.